Uğurola Mersin!
Bu hafta biraz siyaset ve siyasi partilerle ilgili yazdım…
Neden???
Çünkü Türkiye’de her şey siyaset…
Çünkü siyasi partilerimiz iyi yönetilmiyor…
Ülkenin kalkınması, halkın refahı, huzuru ve mutluluğunun artması için iyi yönetilmesi gerekir…
İyi yönetilmesi için de güçlü liderleri ve kadroları olan iyi yönetilen güçlü siyasi partilere gereksinim duyuyor Türkiye…
İnsanlar hakkıyla oy verecek parti göremiyor…
İnsanlar gönül rahatlığı ile oy verecek lider ve adaylar göremiyor…
Partilerde köşeleri tutanların belirleyip dayattığı adaylara oy vermek zorunda bırakılıyor seçmenler…
Bunları ben söylemiyorum; sokaktaki, işyerindeki, evindeki insanlar söylüyor…
Sohbetlerde kime oy verelim, sen niye ona oy veriyorsun diye sorulduğunda en çok duyduğumuz yanıt şu:
“Tamam ona oy vermeyelim ama kime verelim, kim var söyle?
Göster birini, şuna verelim de, verelim”…
İnsanların birçoğu seçenek göremeyince en güçlü gördükleri parti ve lider kimse ona yöneliyor…
İnsanlar ülke çıkarlarını en önde tutan güçlü liderler, güçlü kadrolar ile donanmış güçlü partiler istiyor…
İnsanlar partilerde ne yerelde ne de ulusalda kişisel iktidar peşinde koşan insanları istemiyor…
İnsanlar partilerinde koltuklarında kalmak için yandaş ve dar kadrolarla yönetilen partiler istemiyor…
Yalnızca kendi tabanına yönelip, kendi tabanına göre politikalar izleyen partilere yönelmiyor ne yazık ki…
Onun içinde oy oranları aşağı yukarı hep aynı kalıyor; oylar artmıyor.
Kararsızlar bekliyor, inceliyor…
Adaylara bakıp süzüyor, adayların belirlenme sürecini izliyor…
Oy vermeye değer bir parti, aday ve lider göremezse;
Ya oy kullanmıyorlar ya da yeni kurulmuş bir parti ufacık bir umut veriyorsa ona, ya da en güçlü gördükleri lider ve partiye, ya da kızıp hiç ilgisiz bir partiye oy atıyorlar…
Siyasi Partiler artık yenilenmeli; programları, tüzükleri, kadroları gözden geçirilip çağa ve geleceğe uygun hale getirilmeli…
Tüm üyelerin, kadroların belirlenmesi süreçlerinin içinde olduğu bir siyaset ortamı isteniyor…
İşin kolayı tabanını tut yeter taktiği, yani ufak olsun bizim olsun…
AK PARTİ: GÜÇLÜ LİDER PARTİYİ SIRTLIYOR…
AK Parti var olan partiler arasında belirsizliğin olmadığı, üyelerinin pek rahatsızlık duymadığı, itişip kakışmanın olmadığı tek parti görünümünde…
Tabii perde arkasında onların da çok büyük sıkıntılar içinde ve parti içi çekişmelerinin olduğu biliniyor…
Ama güçlü ve iradesini her ortamda ortaya koyan bir liderleri var…
Parti gücünü bu güçlü liderden alıyor.
Neredeyse partiye verilen oyların tamamı lider için veriliyor…
Durun dediği zaman duruluyor…
Atadığı kadrolara itirazlar olmuyor…
Tabii bir de iktidarda olmanın gücü ve etkisi var…
AK Partinin özellikle büyük illerde sevilen, sayılan, çok güçlü, yalnızca AK Parti tabanına değil o kentin kültürüne ve farklı siyasi görüşlere hitap edebilecek, iktidarın gücünü o kente aktarabileceğine halkı inandırabilecek belediye başkanı adayları arayışında olduğunu herkes konuşuyor.
Kentler artık her konuda atılım yapmak istiyor, insanlar çağdaş ve konforlu yaşayabilecekleri kentlerde yaşamak istiyor…
AK Parti bunu biliyor…
Ancak şunun da farkına varmalı: kültürüme dokunma, yaşama biçimimi değiştirmeye çalışma…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyete ve çağdaşlığa dil uzatan meczuplar güruhuna da izin verme…
Tabii ekonomiyi düzelt yerel seçimlerden önce diye büyük bir de talep var halktan.
Ekonomideki sıkıntılı durum en büyük handikap AK Parti için bence…
AK Partinin güçlü lideri Sayın Tayyip Erdoğan ile birkaç kez el sıkışıp ayaküstü sohbet ettik…
Ama Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 21 Ocak 2019 yılında yapmış olduğu Türkiye Ekonomi Şurasında Sayın Erdoğan’a kürsüden Ticaret ve Sanayi Odalarının görüşlerini ve sorunlarını aktarmıştım…
Yine aynı toplantıda Mersin’in bekleyen yatırımları ile ilgili bilgi verip bir an önce tamamlanması isteğimizi de iletmiştik.
Yüzlerce oda ve borsa başkanının huzurunda karşılıklı konuşma şeklinde geçen bu görüşmede Sayın Erdoğan’ın Mersin’i ve yatırımlarını çok iyi bildiğini gördüm.
Orada ilgililere talimatlar da vermişti bu yatırımların biran önce tamamlanması için.
Ama ne yazık ki Mersinliler olarak bir türlü etkimizi koyamadık Mersin’deki yatırımlar için…
CHP: Sular durulmalı…
CHP Kurultayı için önemli ve etkili olacak İstanbul İl Genel Kurulu sonuçlandı…
Değişimden yana olan İl Başkanı adayı Özgür Çelik seçildi.
Kadrolarda da değişim olmalı ancak CHP’yi gerçek sosyal demokrat kimliğine büründürecek zihniyet değişimi daha önemli…
Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ile ilgili üzerinde büyük bir vebal taşıyan CHP'de sular durulmalı, kısa sürede birleştirici, tüm ülkeye inanç ve umut veren olgun bir tutum sergilenmeli.
Çünkü Yerel Yönetimler Seçimlerinde iddialı olma planlarını gerçekleştirmek zorundalar, bu kez de başarısız olunursa partiye gönül verenlerin umudu çok kırılır…
Koltuk kapma ve mevcut koltukları koruma mücadelesinde dikkat edilmeli, yandaşlar yaratılmamalı, insanları ayrıştırıp, kırıp dökmeden yapmalılar bu mücadeleyi…
Aslında bu iç kavga ve çekişmeler CHP'nin ne kadar dinamik olduğunu gösteriyor...
Ama fazlası da hayli agresif ve antidemokratik bir görüntü yayıyor...
Umarım düşmanlıklar, ayrışmalar yaratmaz bu ortam…
Kurultay Delegeleri töhmet altında bırakılmamalı; o yazdı listeye, bu yazdı listeye, onlar onun akrabası, bunlar şunun yanında çalışanlar, aslında kendi adaylığını garantilemek için delegeleri pazarlık konusu yapacak, o ne derse o yönde oy kullanacaklar, vs…
Artık delegeler seçildi…
Delegelerin geçmişten bugüne değerlendirmeler yapıp, sorgulayıp, düşünüp kişilerin çıkarları için değil, özgür iradeleri ile Türkiye’nin ve yaşadıkları kentlerin çıkarları için CHP Kurultayında oy kullanacaklarına inanmak istiyorum…
Kurultay Delegeleri seçildikleri ili ve illerde yaşayan insanları temsil ediyorlar ve etmeliler…
Kendilerini listelere yazdıranları temsil etmiyorlar, bunun bilincinde olmalılar…
Ortada Türkiye var, kişilerin çıkarları yok…
Sonuçta Kurultay biter kavga da biter diye düşünüyorum...
Sonra ne yapılmalı? Yerel Yönetimler Seçimlerine odaklanılmalı...
Yerel Yönetimlerle ilgili kentlerde yaşayanların yaşamlarını kolaylaştırıcı, giderlerini azaltıcı, kentlerin her anlamda gelişmesini sağlayacak ve gelecek nesillere göre çevreci planlar yapıp iş dünyasının da önünü açıcı gerçekçi projeler ve programlar ortaya konmalı.
Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanları illerin liderleri ve lokomotifleri olmalı; sivil toplum kuruluşları, akademik meslek odaları, ticaret, sanayi ve esnaf odaları ile işbirliği içinde olmalı…
Tüm kenti kucaklayıp birleştirmeli ve kentin gücünü ortaya çıkartmalı…
Adaylarını belirlerken ince eleyip sık dokumalı CHP…
İstanbul'u Değişimcilerin almasının elbette Kurultayda sonucu belirleyici bir rolü olabilir…
Genel Başkan adaylarından Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Özgür Özel ile bir kaç kez görüşmüşlüğüm var.
Sayın Kılıçdaroğlu ile Mersin'de düzenlenen Büyük Nakliyeci Buluşması etkinliğinde birlikte olup Mersin ve Nakliye Sektörü üzerine sohbetimiz olmuştu.
Daha sonra Ankara'da CHP Genel Merkezinde ziyaret edip Mersin ve Türkiye üzerine sohbet yapıp görüşlerimizi aktarmıştık.
Nazik bir insan, karşısındaki dikkatle dinliyor ama söylediklerinizi onaylıyor mu, onaylamıyor mu tepkisini hiç belli etmiyor.
Tabii ben birçok şey anlattım, acaba ne düşündü diye de hayıflanmadım değil.
Sayın Özel ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ederek Mersin İş Dünyasına partisinin hedeflerini ve çalışmalarını anlattığı toplantıda bir araya gelmiştik.
Bu toplantıdan sonra Sayın Özgür Özel’e Atatürk Rozetimizi takmıştık.
Rozeti taktıktan sonra bana teşekkür edip, sayın başkan bu rozeti Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı ilk gün göğsüme takıp size fotoğraf atacağım demişti.
Gerçekten de sözünü tutup 05/10/2021 tarihinde fotoğrafı çekip yollamıştı bana.
Yani sözünü unutmayıp tutan birisi.
Her ikisine de başarılar diliyorum, ülkemiz için en iyisi neyse o olur diye umuyorum.
Söz Kurultay Delegelerinin artık; düşünüp, sorgulayıp özgür iradeleri ile temsil ettikleri ilin adına kararlarını vermeliler!
YEŞİL SOL PARTİ: ARTIK NORMALLEŞME VE TÜRKİYE PARTİSİ OLMASINI BEKLİYOR İNSANLAR…
Etkin kökene dayalı bir parti görünümünden süratle çıkıp Türkiye partisi olmalılar…
Programları, uygulamaları ve kararlarının parti organlarının içerisinde tartışılıp planlandığına insanları inandırması gerekiyor…
İnsanlar böyle istiyor inanın…
Artık karar vermeli Yeşil Sol Parti…
Sol bir parti mi?
Sosyal Demokrat bir parti mi?
Sağcı bir parti mi?
Milliyetçi bir parti mi?
Etnik kökene dayalı bir parti mi?
Halk siyasi malzeme olarak kullanılmamalı, demokrasi isteyen demokrat davranır; bunlar Türkiye’deki bütün partiler ve siyasetçiler için geçerlidir…
Yani halkın dini, mezhebi, etnik kökeni, nereli olduğu siyasi malzeme olarak kullanılmamalı siyasiler tarafından.
Ekonomik sıkıntıyı Türk te çekiyor, Kürt te çekiyor Arap ta, Sünni Müslüman da Alevi Müslüman da Hristiyan da…
MHP: KENDİ POLİTİKALARINI ORTAYA KOYUP ÇAĞIMIZIN GEREKLERİNE GÖRE PROGRAMLAR ORTAYA KOYMALI…
Tabanının hiç terk etmediği ideoloji partisi MHP artık dünyadaki ve Türkiye’deki konjonktürü görüp okumalı…
Kendi özgün ekonomik, siyasi ve toplumsal programlarını ortaya koymalı artık…
Salt milliyetçi söylemlerle bir noktanın ötesine geçilemeyeceğini anlamalı ve aynı safta olmayanlara kızıp bağırıp hakaret etmekle de bir yere varılamayacağını anlamalı…
Bu tutumla yalnızca kendi tabanını dinamik tutabiliyor…
MHP’yi büyütmek için önce gidenleri geri getirecek yumuşak, insani ve içten söylemler kullanmalı.
Sonra da pastayı büyütmek için tüm topluma yönelik sıcak, birleştirici ve gelecek vaat eden programlar ortaya koymalı…
Elbette Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma ve bölünmez bütünlüğünü perçinleme çabalarını takdir edip saygı gösteriyorum…
Ama “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözünü söylemiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de sahip çıkması gerekiyor…
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ile bir kez Mersin’deki bir toplantıda bir araya geldim, ama sohbet etme imkanım olmadı.
İYİ PARTİ: MASADAN KALKTIKTAN SONRA SARSILDI EPEYCE…
Çok uzun süren yuvarlak masa toplantıları sürecinde ağırbaşlı ve mantıklı bir tutum izleyip topluma güven verici açıklamalar yaptı.
Karşılık da buldu…
Ancak son anda masadan kalkması soru işaretleri yaratınca topladığı seçmenin bir kısmı geri döndü.
81 İlde de kendi adaylarıyla seçimlere girecekleri açıklamalarını ısrarlı bir şekilde sürdürmesi acaba sorularını ortaya çıkarıyor.
Acaba yeni ittifaklar arayışı için manevra mı yoksa gerçekten dediklerini yapacaklar mı?
İddialı olabilecekleri kentlerde çok güçlü, güvenilir, tanınır, saygı görür adaylar çıkarması gerekir…
Sayın Meral Akşener ile Mersin’de yaptığı iki toplantıda bir araya gelip sohbet etme imkanı buldum.
Etkileyici bir insandı ve kararlı bir duruş görüntüsü veriyordu...
GENÇLERE…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyet’ini siz gençlere emanet etti.
“Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” demiş Gazi Mustafa Kemal.
Aslında Ulu Önder’in istediği gibi yetiştirilmiş o kadar çok genç var ki Türkiye’de…
İyi eğitimli, bilgili, teknolojiyi benimsemiş ve çok iyi kullanan, ileri görüşlü, girişken, yüksek kültüre sahip, etik davranan, yabancı dili olan, insanlarla iyi iletişim kuran bir gençlik var Türkiye’de…
Değerlendirilmeliler bu genç insanlar.
Organize olup siyasetle ilgilenmeli, dinamikliklerini siyasete katmalı bu gençler…
Türkiye’yi ve Türkiye’deki siyaseti ancak siz gençler, her yönden iyi donanımlı siz gençler değiştirebilirsiniz…
Haydi gençler Türkiye ve yaşadığınız kentler için kolları sıvayın…
Gençler deyince tabii ki kızlar ve erkekler birlikte, yalnızca erkekler üstüne alınmasın…
Hoşça kal Mersin, haftaya pazartesi yine buradayız kısmetse…