Uğur Mumcu, 40 yıl önce, Ocak ayının 24’dünde arabasına konan bir bomba ile öldürüldü.
Türkiye’nin dört bir yanında insanlar sel olup aktılar, katledilmesini lanetlediler yaşlı gözlerle…
Ülkemizin bağımsızlığını yılmaz bir şekilde savunan; sömürüye direnen; karanlığa, yobazlığa, gericiliğe sürüklemek isteyen güçlerin önüne, kalemiyle, sözüyle, cesaretiyle büyük bir dirençle dikilen Uğur Mumcu; sadece bununla kalsa belki hala yaşıyor olacaktı.
O bu özelliklerine çalışkanlığını da katarak büyük kitlelere umut oluyor, demokratik kitle örgütlerinin ortak hareket etmesini sağlıyor, ışığını ülkenin dört bir yanına taşıyordu.
Belki bu da sineye çekilebilirdi, ülkemizin gelmiş geçmiş en yetenekli araştırmacı gazetecilerimizden biri olarak sağlam belgelerle kaleme aldığı, yazıları, kitapları olmasıydı…
İşte onlardan sadece birkaçı: Silah Kaçakçılığı ve Terör, Papa-Mafya-Ağca, Rabıta, Tarikat-Siyaset-Ticaret, Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925, Kürt Dosyası…
Kitap adları bile ne kadar netameli konularda kalem oynattığını bize göstermektedir.
Ya bu söyledikleri…
"Ben Atatürkçüyüm.... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben lâikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır."
İşte tüm bunlar kalleşçe patlatılıp parçalanmasına yetti de arttı bile.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı UMAG, 24 Ocak 1993'te öldürülen Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990'da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy'un adın, 24 Ocak- 31 Ocak haftasını Adalet ve Demokrasi Haftası ilan ederek, her yıl ülkenin dört bir yanında demokrasi şehitleri, panelli, söyleşili, şiirli, tiyatrolu etkinliklerle anılmaktadır.
Bu sene Uğur Mumcu’nun öldürülmesinin kırkıncı yılı…
Bu sene de 24 Ocak’ta başlayan Adalet ve Demokrasi Haftası’nda diğer demokrasi şehitleriyle birlikte birçok etkinliklerle ülkenin dört bir yanında yine büyük bir sevgi seliyle anılmaktadır.
51 yaşında öldürülen Uğur Mumcu’nun, aradan bunca yıl geçmesine rağmen unutulmamasının, bırakın unutulmayı her geçen yıl daha kalabalık kitlelerle ülkenin dört bir yanında anılmasının sırrını öğrenmek ister misiniz?
O zaman 25 Ağustos 1975 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Gözlem köşesinden bize nasıl seslendiğine bir göz atalım.
Sesleniş
“(..)Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşında emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha dik tutabilmekti bütün çabamız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım unutma bizi...
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eli değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi... Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,
Unutma bizi,
Unutma bizi...”
Bu halk Uğur Mumcu’yu…
Bu halk demokrasi şehitlerini unutmadı, unutmayacak!..
Nedim İnce
Ayvalık / 24. 01. 2023