Ahmet Yılmaz

Ahmet Yılmaz

       

ARAP YAĞCILIĞI YAPMAYIN


 

                          

                Mustafa Kemal Atatürk diyor ki:

                “Arapların işlerine karışmayın, Rusya ile iyi geçinin.”

                Ortadoğu halkları tarihin hiçbir döneminde barış ile tanışmamıştır.

                Bölge halkından Araplar ile Yahudiler de babadan kardeşler.

                Bu iki halkın atası Hz. İbrahim’dir.

                Hz. İbrahim’in cariyesi Hacer’den Arap ırkı, esas eşi Sare’den Yahudi ırkı dünyaya gelir.

                Her iki millette Sami Irkındandır.

                Bugünkü Filistinlilerin Ataları 1940’lı yıllarında topraklarının önemli bir bölümünü Yahudilere satar. Yahudiler de bu toprakların üzerine yerleşir ve zamanla İsrail Devletini kurar          

                Günümüzde Ortadoğu savaşlarının ya da savaşının temel taşları, Yahudilere toprak satarken atıldı.

                Arap yağcılığı yapmayın.

                Türkler, Araplardan gördüğü katliam ve zulmü başka hiçbir milletten görmemiştir.

                Sekizinci yüz yılın başlarında, Haccac komutasındaki Arap Ordusu, Horasan kenti Semerkant’ı kuşatır. Kenti alırken 70 bin Türkü katleder ve şehri yağmalar.

                Cürcan şehrinde ise 40 bin Türk katledilir.

                Bunlar yetmedi.  Bu ordu Bağdat’a dönüşte, 50 bin kadar kızlı erkekli Türk gencini de alır Bağdat’a getirir. Kızları cariye yaparlar, erkekleri de köle olarak satarlar.

                Bu olayla,  Türklerin tarihinde gördüğü en acımasız zulümdür.

                Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1916 yılında Osmanlı Süveyş Kanalı’nı korumak için, Sina Cephesine 300 bin kişilik ordu gönderir.

                Bu ordunun 270 bini İngiliz Arap işbirliği ile Sina Çölünde katledilir ve açlıktan, hastalıktan ölür. Geriye kalan 30 bin kişide çok zor şartlarda geri döner.

                Geri gelenler arasında, ilçemiz Bozyazı’dan rahmetli Ekrem Alp’ın babası,  rahmetli Emin Alp da vardır. Emin Alp, öğretmendir ve orduya yedek subay olarak katılır.

                Ekrem Alp babasının ona anlattıklarından anlatmıştı:

                “Sina Çölünde, katliamdan arda kalan Osmanlı askerleri geriye dönerken, bir yerde dinlenme sırasında, Emin Efendi (Alp)sırtını taşa dayamış, oturmuş. Yorgunluktan uyuklamış. Uyuklarken silah sesi ile uyanır. Gözlerin açtığın da bir Arap silahını doğrultur ve Emin Efendi’ye nişan alır. Tam bu esnada İngiliz Ordusunda görevli bir Zenci, Arap’ın silahının altından vurur, kurşun boşa gider ve Emin Efendi ölümden kurtulur.

                Ekrem Alp’ın anlattığına göre Emin Efendi bu olayı şöyle anlatır:

                “Beni bir Müslüman Arap’ın kurşunundan, Afrikalı bir Zenci kurtardı. Arap Müslümandı ama Zenci hangi dindendi bilmiyorum.”

                Osmanlı, 1517 yılında Halifelik makamı Osmanlıya geçtikten sonra, her yıl hac mevsiminde Mekke Halkının rahat etmesi için yardım gönderir. Yaklaşık kırk bin develik Hurra Alayları adı verilen kervanlarla para, gıda ve giysi yardımı gider.

                Araplara böyle olduğu halde Osmanlı bile yaranamadı.

                Türkler, en büyük zulmü Arap Milletinden görmüştür.

                Kimse “Müslüman kardeşliği” diye Arap yağcılığı yapmasın.

                Filistin İsrail Savaşına gelince elbette hayır!

                Savaş bir felakettir.

                Çocuklar ve insanlar ölmesin, öldürülmesin!

                Savaşın tek kazananı vardır:

                Silah ve diğer savaş malzemesi üreticileridir.

                En çok zarar görenleri ise, çocuklar, kadınlar ve yoksul halk yığınlarıdır.

                İsrail bölgede Siyonist bir politika uyguluyor.

                Filistinlilerin de atalarının topraklarını Yahudilere satıp, Yahudileri kandırdıklarını söylerken, torunlarının başlarına nelerin gelebileceğini hiç düşünmediler mi?

                Yabancılar toprak satışını günümüzde ülkemizdeki siyasal İslamcı iktidar da yapıyor.

                Birkaç on yıl sonra, belki de daha yakın bir zamanda Türk Milletinin başına benzer felaketlerin gelmeyeceğini kim garanti edebilir?

                Ülkemize milyonlarca sözde mülteci sokulurken, yabancılara toprak satışının yapılması hiç de hoş bir durum değildir.

                Sonumuz inşallah hayırlı olur da torunlarımız Filistin Halkının düşürüldüğü durma düşmez.